Palu Ailesinin Abuklukları - 3

Bu Tuncer Havva isimli kayınvalidesinin evine Kocaeli'ye geçtikten sonra burada çok değişik, efsunlu olaylar vuku buluyor. Kayınvaldesini, kayınbiraderlerini falan bu efsunlu olaylarla korkutuyor ve tüm fertleri adamın her dediğine sorgusuz sualsiz inanıyor. Yazık eşi evlerden ırak Emine zaten bu adamın dilsiz uşağı olmuş. O hep onun yanında.

Havva kaynana uzun uğraşlar sonucu birkaç olay anlattığında bunların hangi kafalarda olduğunu daha net anlıyoruz. İlk başta Mügeciğim Havva'ya soruyor ve diyor ki "Sen büyüden, cinden mi korkuyorsun?" Havva da "Asla, yok öyle bir şey. Ben ne korkucam yaa." diyor. Ama tutuklanmadan bir ya da iki bölüm önceki baba evine girişi var izlemeniz gerek asjhfhajasjh. Babasının evine girmiyor kadın. Buralar büyülü, cinli diyor. Töbe yarabbim.

Neyse işte bunların 3 katlı Kocaeli'ndeki evinde başlıyor efsunlu geceler. Bu arada Müge'ye çıkmalarına sebep olan Havva'nın kayıp kızı Meryem de onlarla. Hatta Meryem'in bir kızı ve oğlu var. Bu çocuklar da bu korku evindeler. Kızın adı Melike, oğlunun adı Recep Tayyip.

Yok evde muskalar, duvarda yazılar çıktı bize büyü yapıldı.Yok baca patladı. Evimizin üzerinde cinler var, bize büyü yapıldı. Sanki ruh emiciler Hogwarts'ın tepesinde uçuyor.


Bunlar programdan öğrendiklerim. Kim bilir daha neler var da söylemediler sıfatsızlar. Güya bunlar büyüye inanmıyorlar ya asdjdhfajdjsh. Havva kaynana başına gelen bir olayı anlatıyor ki insana saç baş yoldurur, koltukları çiğnetir, ayakkabı fırlattırır öyle sinir bir durum. Olay şu: Bir gün kapı çalıyor. Havva kaynana kapıyı açıyor. Töbe estağfurullah o da ne ak sakallı bir dede. Diyor ki dede buna "Sizin evinize büyü yapılmış. Ben görüyorum." diyor. Havva da sorgusuz sualsiz adamı içeriye alıyor. Müge tanımadığın adamı nasıl içeri alırsın diye sorduğunda "Yaşlı adam ne yapabilir ki?" diyor Havva kaynana. Yorum yapmıyorum. Allah akıl, fikir versin. Bu ak sakallı minnoş mu minnoş dede eve giriyor. Eliyle koymuş gibi evdeki muskaları gösteriyor. Duvar sıvalarının altındaki Arapça yazıları buluyor. Ne göz var adamda. Ak sakallı dede boyanın, sıvanın altındaki Arapça yazıyı gösteriyor. Tuncer de sıvaları kaldırıp yazıları ortaya çıkarıyor. Nasıl oluyorsa artık.

Bu ak sakallı dede bunların evine girip çıktıktan sonra. Tuncer sirke alıyor şişe şişe tüm duvarları sirkeyle yıkıyor asdjhgjhjk. Bu olayı anlatmadan önce Müge soruyor "Sirke almışsın eve ne yaptın o kadar çok sirkeyi?" Havva kaynana hemen damadı koruyor ve diyor ki "Turşu yapıyorduk :)" Ahaha sanki tüm Türkiye'ye turşu satıyorlar. Hayret bişi ya. At yalanı tamam ama aklımızla dalga geçme Allah aşkına.

Korku evi Adam ailesi kılıklı Palulardan da bugün bu kadar...

Palu Ailesinin Abuklukları - 2 (Gofret Olayı)

Bir önceki yazıda enişte beyin nasıl bir enişte olduğundan bahsetmiştim. Kendisinin adı Tuncer Ustael. Pandora'nın kutusunu açtıklarında bu çıkmış içinden sanki.

Şimdi bu Palu Ailesinin nasıl bu enişte batağına düştüğünü anlatayım. Hatta nasıl bu kadar saçmalık yapıp da Müge Anlı'ya çıktıklarını da anlatayım ki  akıllardaki sis perdesi kalksın :)

Öncelikle Tuncer kayınvalidesini, eşini, kayınbiraderlerini resmen kendine bağlamış. Adam çakma hoca ama kendine faydası olmuş artık hangi büyüyle bunların gözlerini bağladıysa tebrikler.

Olaylar 10 yıl öncesine dayanıyor. Hatta bu Tuncer'in yediği naneler daha eskiye dayanıyor. Yine Müge Anlı'da ortaya çıkan gofret olayı konuyla bir alakası yok gibi gözükse de her şeyi başlatan nahoş bir olay.

Şam Şeytanı kılıklı enişte 'gofret olayı' diyerek geçiştirmeye çalışsa da, aslında olay bayağı bir ciddi. Evvel zaman önce bu enişte ve karısı ve çocukları İstanbul'da güzide bir apartmanda görevli olarak çalışıp oranın görevli dairesinde de yaşamaktaydılar. Sonra kapılarına nasıl ve nereden geldiği belli olmayan bir şekilde 400 koli -yaklaşık bir kamyon- SON KULLANMA TARİHİ geçmiş gofretin etiketlerini değiştirme görevini alıyor. Bu işi de kocasını öldürdükleri baldızının ailesinin üzerine atıyor. Son cümle biraz anlamsız gelebilir ama aynen öyle..


Yahu her şeyi geçtim gofretten ne istedin be insafsız. Gıda mühendisleri bu ülkede ne yapsın, taş mı yesin?

Sana kim, nereden ulaşıp da gofretin etiketini değiştirebileceğini düşündü de bu işi sana verdi. Bir de Allah aşkına gofretin etiketi nasıl değiştirilir? O kadar ürün kimseye çaktırmadan fabrikadan nasıl çıkar? Aklımda deli sorular? Nerede bu gıda mühendisleri falan filan?

Sonra tabi apartman yönetimi olayı görüyor ve soruyor enişteye bunlar nedir diye. Enişte de muhteşem Türkçesiyle kendini aklamaya çalışsa da yönetim bunu kovmuş. Tabi bu insan görünümüne girmiş şeytan enişte çık deyince çıkar mı?? Çıkmamış apartmandan 1 sene boyunca. Sonra oradan çıkınca da yaşayacak yer yok ve kayınvaldesinin evine gidiyorlar. Çoluk çocuk maaile...

İşte Palu Ailesinin derdi de o zamanlar artıyor. Artıyor diyorum çünkü daha önceden de dertler var enişteden dolayı ama onları da diğer bir yazıda anlatayım.

Palu Ailesinin Abuklukları - 1

Kendileri Müge Anlı'nın tabiriyle Adams Ailesini solda sıfır bırakırlar. Yeryüzünde kötülüğün sıfat bulmuş halleri.

Kendilerini kısaca tanıtmak gerekirse bir enişte ve bu enişteye koşulsuz şartsız inanan bir aile...
Öyle inanmışlar ki ailenin birkaç ferdini ortadan kaldırmasına, neredeyse hepsini öpmesine falan hiç ses çıkarmamışlar. Bir de bu enişte cinci hoca ama şırıngalısından.

Hatta programda ortaya çıkan bir detay da var ki Türkiye'nin bu hoca, büyü işlerine ne kadar meraklı olduğunu gösteriyor. Şimdi bu üfürükten sahte sakallı hoca kılıklı enişte Tuncer ve ailesi İstanbul'dan Bursa'ya geliyorlar bir süreliğine. Bursa halkı da amanın İstanbul'dan büyük hoca geldi diye bu eniştenin ayağına gidiyor. Te bundan 10 sene önce şırıngalı hocalık işleminin ücreti 250 TL. Millet de ayıla bayıla bu ücreti kendisine takdim ediyor ya neyse orada bir şey demek istemiyorum. Tek söyleyeceğim Allah şaşırtmasın, akıl versin, fikir versin ve töbe yarabbim sen bizi koru bu beyinsizlerden.

Neyse diyelim ki gittin hocaya, İstanbul'dan büyük hoca gelmiş dedin. Bunları anlamasam da yine de bir şey demek istemiyorum. Ama gittiğinde gördün ki adam sahte sakal takmış. Demedin mi ya hacı ne iş? Sen Noel Baba mısın bu ne hal? Yani marketteki kasiyer sahte sakal taksa ona bile güvenmem. Bir de sen işin üstadı diye birine gidiyorsun ve sahte sakal takıyor. Nasıl ciddiye aldın o adamı hayret bir şey. Aklım almıyor :)

Sonra bu sahte sakallı adam diyor ki sana "Sende büyü var, cin var.. Sana şırıngalı muska yapacağım." Hiç tanımadığın birinden şırınga yemeyi nasıl kabul ediyorsun? Ne bileyim ben hastaneye gittiğimde bile iğne olmam gerekiyorsa hemşirelerin tiplerine bakarım bir. Bana güven vermiyorsa sorgularım biraz. Hastanede BİLE. Yani sen sahte sakal takan adamın sana iğne yapmasına nasıl izin verdin arkadaşım.

Bu tiplerin vatandaşlık hakkı falan ellerinden alınmalı. Sen doğru karar veremiyorsun oy da verme falan desinler :)

Normalde de Kocaeli'nde yaşıyorlar. Orada da sahte hocalık işlerini sürdürüyor. Yine anlamadığım acaba bu enişte o kadar parayı ne yaptı. Neyse onu da diğer yazıda anlatayım :)

Size nasıl çılgın bir Müge Anlı hayranı olduğumdan bahsetmiş miydim?

Gerçi beni yakınen tanıyanlar bilir. Müge Anlı'daki olayları heyecanla anlatıp onların güzel günleri kararttığım doğrudur.

Bence kendisi zerrece beyin içermeyen insanlara ağzının payını çok güzel veriyor. En çok milleti azarlamasına gülüyorum. 

Aslında o programdaki olaylara gerçekten şaşırıp çoğu zaman da gülüyorum. Dünya çok güzel, herkes çok mükemmel diyerek yaşanmaz ki.. Kötüyü bilip uzak durmak en iyisi.. Aslında kötünün de yok artık bu kadar da olamaz dediğimiz her kısmı Müge'de karşımıza çıktı ya.. Artık bundan sonra bir şeye şaşırmam deyip de akıllara durgunluk veren yeni bir olay karşısında yine yine yine şaşırıyorum.

Mesela en son Palu ailesi tüm Türkiye'yi dumura uğrattı. Özellikle 10 kişi 5 kişilik binek otomobilde aylarca nasıl yaşamışlar kısmı var ki İsviçreli bilim adamlarına göndersek olayı onlar bile çözemez 😃




Bu olay da Mügeciğimin kıymetini bir kez daha gösterdi. Bana inanmayanlara buradan da sesleniyorum: "Gördünüz mü beybiler?"

Bence Mügeciğim tam bir Agatha Christie romanlarının Hercule Poirot'su, Miss Marple'ı ya da günümüzün Sherlock'u... Beni de yanına alsa keşke... Burada sesleniyorum: Müge beni çaycı olarak bile alsan olur. Oradaki tüm muhabbetleri dinlesem bana yeter asdsfskjhjk